19 Mayıs 2009 Salı

La Stanza Del Figlio / The Son's Room


Nanni Moretti'nin Linda Ferri ve Heidrun Schleef ile yazdığı, yönettiği ve başrolünde oynadığı 2001 yapımı filmi. O sene Altın Palmiye'yi almayı becermiş, hatta yanında FIPRESCI ödülünü vermişler kendisine. Cannes haricinde çok önemli festivallerden ödül almamış ne yazık ki ama o iki ödül bile merak etmeye yarıyor filmi. Birde takip etmek için bir isim daha ekliyor listemize, Nanni Moretti. Yaptığı filmlerin aldıkları IMDB puanlarını, layık görüldüğü ödülleri dahada önemlisi izlediğim bu filminden sonra takip edilecekler listesine girmesi hiç zor olmadı kendisinin.


Bir aileyi konu edinmiş film. Dört kişilik bu aile, Giovanni(baba), Paolo(anne), Irene(abla) ve Andrea'dan oluşuyor. Her ne akdar tüm aileyi anlatıyormuş gibi görünsede asıl önemli karakter Giovanni. Giovanni psikologluk yapıyor (IMDB de "psychoanalyst" diyor farkları var mıdır bilmiyorum), işi iyi, ailesiyle iyi anlaşıyor, yani filmin başında pek sorunları yok. Küçük bir hazırlık aşaması içeriyor film. İlk 20-25 dakika karakterleri tanıtmaya çalışıyor bize, Giovanni ve onun hastalarını dinliyoruz bolca bu bölümde. Sonra bir pazar sabahı Giovanni, Andrea'yı koşuya çıkmak için ikna ediyor ama daha doğru dürüst o konuyu bile konuşamadan telefon çalıyor. Arayan bir hastası ve onu görmesi gerekiyor. Koşuyu iptal ediyorlar ve Giovanni hastasına, Andrea ise daha önceden planladığı gibi arkadaşlarıyla dalmaya gidiyor. Büyük bir talihsizlik sonucu Andrea boğuluyor. Nanni Moretti'nin ağırlık vermek istediği bölüm bu olaydan sonra başlıyor. Andrea'nın ölümü ailede büyük bir çöküş yaşatıyor. Bütün bireyler acı çekiyor ama Giovanni daha beter acı çekiyor. Eğer o gün hastasına gitmeseydi her şeyin nasıl olacağına dair düşüncelerden kurtulamıyor. Geçmişi geri getirmeye çalışıyor, Andrea'nın ölümü için hem kendisini hemde hastasını suçlamaya başlıyor. O gün oğluyla koşuya çıktığını hayal ederken çalan müziği her seferinde geri alıp, o kısmı tekrar tekrar yaşamak istiyor ama olmuyor ne yazık ki. Paolo ve Irene'de çok çabuk kurtulamıyorlar bu ölümün etkisinden. Herkes farklı şekillerde kurtulmaya çalışırken, ailenin birbiriyle olan bağları kopmaya başlıyor. Filmin bir sahnesinde Giovanni'nin dediği gibi o evde her şey kırık aslında, kırık tarafı yapıştırıyorlar ya da arkalara saklayıp, sanki hiç kırılmamış gibi davranıyorlar. Bu kırık yerler bir bir ortaya çıkmaya başlıyor Andrea'nın ölümünden sonra. Ailenin bu hallerini işliyor film. Kusursuz ailelere daha gerçekçi bir bakış getiriyor Nanni Moretti. Genelde hareket etmeyen kamera ve tüm oyuncuların çok samimi performansları içine çekiyor insanı filmin. Bir ölümün bütün aileye verdiği acı ve ilişkilerini nası etkilediğini çok iyi anlatmış. Arşivlik bir film olmuş.

1 yorum:

Porco Rosso 20 Mayıs 2009 23:50  

Nanni Moretti'nin bir iflmi vardı. fazlasıyla kişisel. biraz belgesel biraz otobiyoğrafi olan. fena değildi. ama süper de değildi.
yani kişisel bir şey çekeceksen bence Takeshis gbii birşey çekeceksin.

  © Blogger templates ProBlogger Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP