10 Ekim 2009 Cumartesi

Kærlighed på film / Just Another Love Story


Afişi ve ismi bana pek çekici gelmemesine rağmen izledim ve iyi ki izlemişim diyorum. Kuzeylerden gelen filmlere karşı zaafım var benim. Belki çoğunu bulabilme şansımız olmadığından sadece güzel olanlarını bulup izliyoruz, o yüzden kuzeyden hep iyi film çıkar gibi bir yargıya sahibim ama ne desem ne yapsam bu düşüncemi değiştiremiyeceğim herhalde. Herhangi bir filmi gördüğüm anda izleme gereksinimi oluşuyor. Filmin yönetmenliğini, senaryoyu da yazan Ole Bornedal yapmış. Başrollerde ise Rebecka Hemse ile Anders Bethelsen var. Her ne kadar bu ikilinin yüzleri bana feci halde tanıdık gelsede, imdb sayfalarına bakınca izlediğim bir filmlerini bile göremedim.


Hikayesi isminden de anlaşılacağı gibi öyle pek ahım şahım değil ama bu hikayenin işlenişini iyi becermişler, o ayrı. 2 çocukluk mutlu bir aileyi izliyoruz filmin başında. Jonas bu hayattan ufak ufak sıkılmaya başlamış olsa bile, pek fazla renk vermiyor ya da vermemeye çalışıyor. Jonas'ın bu sıkıcı ve sıradan hayatı bir trafik kazasıyla değişiyor. Karısı Mette'nin filmin başından beri değiştirmeyi önerdiği ama bir türlü değiştirmedikleri araba yolda aniden durunca, arkadan gelen ve ağlamaktan dikkatini pek yola veremeyen Julia kaza yapıyor. Julia Jonas'ın bu sıradan hayatından bir çıkış bileti oluyor. Jonas onun hayatına ve kendisine ilgi duymaya başlıyor. Mette bir nevi tahmin ediyor başına gelecekleri sanki, arabayı değiştirelim derken. Jonas'ın hastaneye Julia'yı dolaşmaya gittiğinde, içeri girmek için sevgilisiyim demesiyle işler başka bir yöne sapıyor. Tam o sırada resepsiyonda bulunan Julia'nın abisi Jonas'ı Julia'nın sevgilisi olan Sebastian sanıyor. Jonas'ın bu duruma ses çıkarmamasıyla, işler birazcık daha karışıyor. Buraya kadar gayet normal bir aşk hikayesi gibi gidiyor film ama ileri doğru, Julia'nın başına gelenleri öğrendikçe film biraz daha gerilime kaçıyor.


Aldığı ödüllere ve katıldığı festivallere bakınca, benim için en değerli festivallerden biri olan Sundance göze çarpıyor. "Ben sevmedim konusunu, ne bu böyle?" diyorsanız, Sundance' de yarışmış olduğu için deneyebilirsiniz belki. Tamam güzel film ama saçma sapan kısımları da yok değil hani, hatta azımsanmayacak kadar var bu kısımlardan ama bunları filmin içine iyi eritmişler. Oyuncular ise filmin en başarılı parçası bence. Özellikle 'Mette' rolündeki 'Charlottte Fich' çok iyi oynamış. Filmin bir diğer artısıysa kurgusu. Zaten filmi ilgi çekici kılan bu başarılı kurgusu. Bence izleyin, beğenmeseniz bile Danimarka'dan bir film izlemiş olursunuz.

0 yorum:

  © Blogger templates ProBlogger Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP