21 Ocak 2012 Cumartesi

Dreileben



Bu tarz işleri seviyorum. Bir konu, 3 farklı yönetmen, 3 farklı hikaye... Aynı ortamda geçen, birbirine bir noktada bağlı 3 bambaşka film. Alman televizyonları için yapıldı filmler ama İstanbul'da fırsatı oldu. Goethe Institut bu üçlemeyi İstanbul'dakilerin seyrine 2 kez sundu ve ikisini de şehir dışında olduğum için kaçırdım. Fırsat bulup izleyebilenler eminim daha çok zevk almışlardır.

Bir ana konunun etrafında dallanan farklı hikayeleri anlatıyor filmler. Hasta annesini ziyarete getirildiği hastaneden kaçan bir katil; 3 filmin de tek ortak noktası bu karakter.


Üçlemenin ilk filmi "Etwas Besseres Als Den Tod", son yıllarda yaptıkları ile benim için 'merak edilen' Alman yönetmen Christian Petzold tarafından yönetiliyor. Sanırım üçlemenin en iyi ayağı da bu film oluyor. Bir hastane çalışanın, tanıştığı göçmen bir kızla başlayan ilişkisine, arzularına, hırslarına ve bu arzularına ulaşmak için yapabileceklerine odaklanıyor. Yönetmenin ortam yaratmadaki başarısı sayesinde çok kolay inanılıyor, çok kolay içine girilebiliyor filmin. Gri-mavi tonlar yakışıyor filme, bazen olabildiğince soğuk bazen de samimi. Uzaktan çekimler ve dış sesler ile verilen 'gözetlenme' duygusu, bu ilişki yaşanırken dışarıda hala bir katilin olduğunu hiç unutturmuyor izleyiciye. Güzel yazılmış diyaloglarıyla, seyirciyi düşünmeye sevk eden gerilimli bir film çıkartmış ortaya yönetmen.

2. film "Komm Mir Nicht Nach"ın yönetmeni ise Dominik Graf. Katili yakalamak için şehre gelenbir kadın polis memuru etrafında gelişen olayları konu ediniyor film. Polis memuru orada yaşayan kız arkadaşının evinde kalmaya başlıyor ve böylelikle eski defterler açılıyor. Bence çok fazla noktaya değinmeye çalışıyor ve konudan uzaklaşıyor. Bir şekilde hepsini bir sona ulaştırmaya çalışıyor ama ne kadar başarılı oluyor bu konuda, tartışılır. Böylece serinin en zayıf filmi oluyor maalesef.


3. film "Eine Minute Dunkel" ise hep konuşulan, her iki filme de konu olan katile odaklanıyor. Katilin kaçışını izliyoruz film boyunca. Kaçış sırasında onun kişiliğini, onu bunları yapmaya iten motivasyonları görüyoruz teker teker. Orman içinde katil ile birlikte kayboluyoruz, beraber kaçmaya çalışıyoruz. Yönetmen, katile sempati uyandırmada çok başarılı. Diğer türlü çekilmez bir film olurdu herhalde. Sonuç olarak başarılı bir kaçış filmi çıkmış ortaya.

Birkaç ay önce nete düşmüşlerdi ama daha altyazıları yoktu. Artık altyazıları da mümkün sanırım. İzlememek için bir sebep yok. Alman sinemasını sevenler için büyük bir eğlence olacak, bilmeyenler için ise güzel bir başlangıç.

0 yorum:

  © Blogger templates ProBlogger Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP